Değerli sanatçı Atilla Yılmaz'ın Almanya'da vermiş olduğu röportaj.

Kısaca Atilla Yılmaz kimdir ? Biraz kendinizden bahseder misiniz ?

Aslen Trabzonluyum. İstanbul Bakırköy’de doğdum. Öğretmen emeklisi bir babanın oğluyum. Bilindiği üzere müziğe çok küçük yaşlardan beri büyük ilgi duyan biriyim. 1991 senesinden bu yana Ülkü Ocakları Genel Merkez sanatçısıyım. Aynı zamanda Naz Müzik Limited Şirketi’nin sahibiyim. Müzik firmamda birçok ünlü isme ve ülkücü hareket sanatçılarına albümler hazırlayıp prodüktörlüğünü üstlenmekteyim.


Müziğe başlamanız nasıl oldu ?

Babamın bağlamasından dinlediğim rahmetli büyük üstat Neşet Ertaş’ın türküleri bu alana ilgi duymamı sağladı diyebilirim. Bende çocuk yaşta sazı elime alır hiç bırakmak istemez sürekli çalardım. O kadar çok saza merak sarmıştım ki kendi kendime çalışarak şarkıların melodisini çıkartırdım. 15 yaşımda iken bağlamam ile Türkiye’nin dört bir yanını gezip konserler verdim.

Ülkücü Hareket ile tanışmanız nasıl oldu ?

Ortaokul öğrencisiyken ocaklara gitmeye başladım. Bende Ülkü Ocakları’nda yetişmiş her ülkücü kardeşim gibi ocağın mutfağında çay demleyerek teşkilatlara adımımı attım ve bundan büyük bir onur duyarım. Daha sonra bulunduğum ilçenin ocak başkanlığından başlayarak Ankara ve İstanbul’da bir çok görevler aldım.

Müzik ve siyaset dışında başka bir ilgi alanınız var mı?

Sporlada yakından ilgiliyimdir. Bi defa Milli maçları asla kaçırmam, izlerim. Kendimde BağlargücüSpor’da amatör olarak futbol oynadım. Ayrıca karate siyah kuşak sahibiyim. Boks sporu ile ilgilenip müsabakalara katıldım. Boks maçlarınında sıkı bir takipçisiyim.

Avrupa’ya çok sık geliyorsunuz. Gözlemlerinize göre Avrupa’da yaşayan Türk gençlerinin artıları, eksileri nelerdir ? Gençlere tavsiyeleriniz nelerdir ? Avusturya’da yaşayan Türk gençlerinin, Avrupa’nın genelindeki Türk gençlerinden belirgin farkları var mı ?

Türk gençlerinin belirgin farkları değil genelde ortak özellikleri olur. Bende bu özellikleri ülkem dışında Avrupa’da da gördüğümde mutlu oluyorum. Yürekli, idealist, inançlı, azimli olmaları bana şevk veriyor. Günümüzde her ne kadar gençlik eleştirişlere maruz kalsada ben Türk gençliğinin attığı her adımda artılarının eksiklerinden fazla olacağına inanıyorum. Ülkümüz, kutlu davamız onların sayesinde sonsuza dek var olacak.

Avrupa’da yaşayan anne-babalara tavsiyeleriniz nelerdir ?

Milli bilincimizi her zaman dinamik tutmak zannediyorum en önemli unsurdur. Milletleri güçlü ve yıkılmaz kılan kültürdür ve bu da öncelikle aile hayatında başlar. Batı’nın yüzyıllardır Türklerde yenemediği ve yok etmeye çalışmak istediği de budur. Kültürümüzü yozlaştırmaya çalışanlara inat bizler idelist gençler yetiştirmek adına milli ve manevi değerlerimize her zaman sahip çıkmalı ve bunları gelecek nesillere de aşılamalıyız. Ben Avrupa konserlerimde kucaklaştığım gönüldaşlarımda bu özellikleri görüyorum.

Avrupa’da yaşayan Ülkücü Hareket mensuplarına tavsiyeleriniz nelerdir ?

Yürüdükleri yolda inişler çıkışlar yaşansada azimlerini, şevklerini kaybetmeyip
dava neferliğine devam etmelerini isterim. Ben inanın yazdığım, bestelediğim her eserde o inançla manevi huzur buluyor ve Türk milliyetçiliği fikriyatı ile geleceğe daha güçlü bakıyorum. Allah bizleri Türk-İslam şuurundan ayırmasın.

“Varsın her türlü engellemeyi yapsınlar”

Sanatçı geçinen bir çok medya maymunu, ulusal medyada gençlerimize örnek olarak gösterilirken, sizin gibi gençlere örnek olarak gösterilmesi gereken bir sanatçıyı ulusal medyada pek göremiyoruz. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz ?

Ben elimden geldiğince bunun için uğraşıyorum ancak kanalların kurullarında ne yazıkki bizim eserlerimiz takılıp kalıyor. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor ve ilgili her kuruma başvurularımızı yapıyoruz fakat sonuç alamıyoruz. Esasında bu bizi çokta etkilemiyor. Biz gençlerimize bir şekilde ulaşabiliyoruz. Varsın her türlü engellemeleri yapsınlar .


2013 yılında çıkardığınız “Yürüyün” albümü de diğer albümleriniz gibi çok beğenildi. Bu albümle ilgili neler söylemek istersiniz ?

Ben sadece bu albümümü değil tüm çalışmalarımı Türk Milleti’nin haklı ve güçlü sesi olarak tanımlıyorum. Dolayısıyla sevenlerimle aynı ruh ve görüşte birleştiğimi düşünüyorum. Her zaman söylediğim bir söz var sanatçı olunca toplumda yaşananlara duyarsız kalamıyorsun. Ülkemizin çok farklı süreçlerden geçtiği dönemlerde sesimizin çıkmasını istemeyip yok saymaya çalışanlara inat “Ne mutlu Türk’üm ben deyipte yürü!” diyerek var olduğumuzu bir şekilde duyurmak istedim. Türk Milleti güçlü ve asil bir millettir. En büyük özelliğide sabrıdır. Ama sabrının bittiği yerde de karşısında dağ olsa duramaz.
Yürüyün albümümde toplam 10 eser bulunuyor. Diğer albümlerimden farklı olarak bu albümde parçaların enstramantallerini de koyduk.Ayrıca “bozkırın tezenesi” mahlaslı rahmetli Neşat Ertaş hocamızın çok sevilen bir eserine ve bir de Karadeniz türküsüne yer verdik.

Gelecekle ilgili plan ve projeleriniz var mı ?

Elbetteki var. Nefes aldığımız sürece Allah izin verirse çalışmalarımız devam edecektir. Gönüldaşlarım şimdiden yeni albümümü sormaya başladılar. Konserlerimiz aralıksız devam ediyor. Yeni albüm, yeni besteler, yeni klipler plan ve projelerim içerisindedir.

Yoğun programınızda bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. Son olarak okuyucularımıza bir mesajınız var mı ?

Ben özellikle derim ki birbirimizi sayalım, sevelim sahip çıkalım. Zaman tek yürek olma ve birliktelik zamanı. Bizler ayrı ülkelerde olup aynı ülkülerde birleşmiş fertler olarak dün olduğu gibi bugün de yüce Türk Milleti’nin bekası için her türlü fedakarlığa hazırız. Bu güzel söyleşi için gurbetçi gönüldaşlarıma çok teşekkür ediyor saygılar sunuyorum.